Sağlık
Kronik Rahatsızlıklar Yaşayanlar Oruç Tutabilir Mi?
Diyetisyen Beyza Mekseliyna Adsız Ramazan ayında kronik rahatsızlıkları olan kişilerin sağlıklı beslenme ve oruç tutma konularına ilişkin açıklamada bulundu. Bilim Sağlık Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Adsız, diyabet, kalp, kanser, karaciğer, pankreas, böbrek ve mide hastalıkları yaşayan kişilerin oruç tutmaları ile ilgili önemli uyarılar ve açıklamalar yaptı.
İşte Diyetistenden Kronik Rahatsızlıklar Yaşayan Hastalara Uyarılar
Diyabet Hastaları:Özellikle insülin kullanan hastalar tip 1 diyabeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır. İnsülin tedavisi düzenli ana ve ara öğünlerin zorunlu olduğu bir tedavi biçimidir. Ağızdan ilaç alan hastalarında öğünleri düzenli yapılmalıdır. Diyetisyen kontrolünde mutlaka karbonhidrat sayımı yapılarak öğün kontrolleri sağlanmalıdır. Çok tatlı besinlerden uzak durmalı, mümkün olduğunca tatlı ihtiyacını meyveden karşılamalıdırlar. 2 ana 1 ara öğün olacak şekilde beslenmeli uyku düzeni diyabet hastalarında çok önemlidir.
Kalp Hastaları: Koroner arter hastalığına bağlı kalp krizi, kontrolsüz hipertansiyon ve zamanında tedavi edilmemiş kalp kapak hastalıkları sonucu kalp kasında hasar oluşan ve kalp yetersizliği oluşmuş olan hastaların oruç tutması sakıncalıdır. Bu hastaların kullandığı idrar söktürücü ilaçlar vücuttan su ve tuz kaybına neden olurlar. Sıvı alamayacağı için vücuttaki damar içi sıvı hacmi azalır ve bunun sonucunda kalp kasının kanlanması daha da azalarak kalple ilgili sorunlar ağırlaşır. Tuz kullanımına mutlaka dikkat etmelidirler.
Kanser Hastaları: Kemoterapi alan kanser hastalarının bulantı ve iştahsızlık şikayetleri sıktır. Bu kişilerin oruç tutması uygun olmaz. Bu kişilerde vücudun tuz ve sıvı dengesi zaten kullanılan ilaçlardan olumsuz etkilenmektedir.Uzun süre ağızdan sıvı ve mineral alınmaması tehlikeli tablolara neden olur. Bu hastalarda kilo kaybı sık görüldüğü için uzun süre gıda alınmadığında vücut şeker depoları da yetersiz olduğundan ciddi kan şekeri düşmeleri olabilir. Hastalığı kontrol altında olmayan ve kemoterapi alan onkoloji hastalarının oruç tutmaması uygun olur.
Karaciğer Hastaları: İleri dönem karaciğer hastaları yani karaciğer sirozu olan hastalar da yorgunluk şikayetleri sık görüldüğünden oruç tuttuklarında yorgunlukları daha da artacaktır. Uzun süreli açlıkta ciddi kan şekeri düşmeleri de olabilir. Bu yüzden tedavi gören karaciğer hastalarının oruç tutması kesinlikle doğru değildir. İleri dönem olmayıp 1 ve 2. derece hepatik steatozu olan hastalar diyetisyen kontrolünde oruç tutabilirler. Uzun süreli açlık vücuttaki zararlı atıkların dışarı atılmasına ve organ çevresindeki yağlanmanın azalmasına yardımcı olur. Az yağlı mümkünse bitkisel yağları tercih etmelidirler, fazla şekerde karaciğerde yağ olarak depolanacağından fazla şeker tüketiminden de uzak durmaları gerekir.
Pankreas Hastaları: Pankreas hastalıklarında da oruç tutulması önerilmez. Yeni gelişen (akut) pankreatiti olan hastalar zaten hastanede tedavi altındadırlar. Kronik pankreatit kliniği olan hastalarda pankreasın yaklaşık %90 harap olmuştur. Bu kişiler gıdaları güçlükle ve ilaç takviyesi ile sindirebilmektedir. Bu nedenle uzun süre aç kalmadan az ve çok sayıda öğün şeklinde beslenebilmektedir. Uzun süre aç kalmaları ve birden fazla gıda almaları uygun olmadığında oruç tutamazlar.
Böbrek Hastaları: Böbrek yetmezliği olan hastalar sıvı kaybına çok hassas oldukları için oruç tutarlarsa böbrek yetmezlikleri ağırlaşır. Ayrıca bu kişilerde potasyum tuzunun yüksekliği sıktır. Az olan idrar miktarı sıvı alımı yetersizliğine bağlı daha da azalırsa kan potasyum değerleri çok yükselip ölüme neden olabilir. Bu kişilerde kansızlıkta sıktır. Kansızlık ve sıvı azlığı birleşerek kalp yetmezliği bulgularını artırabilir. Aynı zamanda diyabette sık görülür.
Mide Hastaları: Gastrit, ülser dispepsi hastaları oruç tutabilir. Reflüsü olan hastalar diyetisyene danışarak yani dikkat ederek oruç tutabilir. Ramazan ayında günde 2 öğün yemek yenmesi asit fazlalığı olan kişilerde mide uzun süre boş kalınca asite bağlı şikayetler artabilir. Doktor kontrolünde mide koruyucular kullanılarak bunların önüne geçilebilir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)